Efendim, Depremlerin en masumu tabiî ki çocuklar, onlar bir melek gibi, Rabbim bilir ama günahsız oldukları için depremde hayatını kaybeden çocuklar şehit olurlar.
6 Şubat depreminde gene en çok yüreklerimizi yakan göçük altında kalan çocuklarımız oldu.
1992 yılı 13 Mart Cuma günü yaşadığımız Erzincan depreminde, teravih namazından çıkıp evime ve çocuklarıma koşarken yıkılan ülkü 1 bloklarının önündeki enkaz altında kalan çocukların feryatlarıyla yüreğim yanmıştı. İşte o yürek yakan feryatlar hala bugün kulaklarımda yankılanıyor.
Dün televizyon izlerken enkaz altındaki görüntüleriyle tüm dünyayı ağlatan o çocukları ekranlarda görünce yüreğim gene dayanamadı.
Kurtulmayı başaran babasıyla göçük altında konuşan bir çocuğun babasına ÇOK ÜŞÜYORUM BABA beni buradan çıkar evimize gidelim söylemi, yıllar önce kaleme aldığım yazımdaki başlığı hatırlattı bana.
1992 Erzincan depreminde Ülkü 1 blokları enkazında kalan o çocuklardan birinin enkaz altında son anlarını anlatan, şiirsel bir yazı almıştım kaleme.
Yazının başlığını da ÜŞÜYORUM BABA olarak yazmıştım.
Daha önce bu yazımı sizlerle paylaşmıştım ama bugün yaşanan aynı acılardan sonra yeniden anlam kazanan bu yazımı, sizinle bir kez daha paylaşmak istiyorum.
Çocuklarınız hala sağ ve sağlıklıysa, anne baba olarak ne kadar şanslı olduğunuzu sakın unutmayın.
Lütfen onların kıymetini bilin ve Allah’a Hamdü senalar gönderin.
Evet yazımın başlığı üşüyorum baba.
Enkaz altında ölmeden önce babasına seslenen bir çocuğun bir meleğin son feryadını paylaşacağım sizinle.
Okurken empati yapmayı unutmayın lütfen.
ÜŞÜYORUM BABA
Her taraf karanlık, etrafım zindan oldu, neredesin baba.
Dünya üstüme çöktü sanki! Bu toz da neyin nesi, boğuluyorum baba.
Oyuncaklarım nerede? Onları göremiyorum.
Annem ve kardeşlerimde yok yanımda, çok korkuyorum baba.
Kımıldayamıyorum, ayağa kalkamıyorum, yürüyemiyorum baba.
Beni neden duymuyorsun, üzerimdeki ağır şeyleri niye kaldırmıyorsun, yoksa beni artık sevmiyor musun, sesini duymak istiyorum ne olur konuş benimle baba.
Gel artık yanıma, kollarına al çıkar beni dışarıya baba.
Yakınımda ağlayanlar inleyenler var, onları duyuyorum ama kim olduklarını göremiyorum baba.
Evimize ne oldu, neden evde değilim hiç bir şey göremiyorum, galiba kör oldum baba.
Hani beni çok severdin, hani sen benim canımsın derdin, sana çok ihtiyacım var, beni duyuyor musun baba.
Ayağım çok acıyor onu kımıldatamıyorum baba. Bak ağlıyorum sesimi duymuyor musun yoksa.
Çok susadım hiç değilse su ver bana baba.
Küstüm, küstüm sana baba, bir daha konuşmayacağım gözlerimi kapatıp uyumak geliyor içimden. Ne olur bir daha sesini duysam, yalnızca bir defa daha, canım yavrum desen bana.
Baba bak bir ışık doğdu.
Birileri geldi, beni götürmek istiyorlar ama ben sensiz gitmek istemiyorum, sen de geleceksin değil mi baba.
Sesim kesiliyor artık, konuşamıyorum, üstelik burası çok soğuk hiç değilse üstümü ört, üşüyorum baba.
Çok üşüyorum ört üstümü baba…
Başta çocuklarımız olmak üzere tüm deprem şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum.
İnşallah öyle bir acıyı bir daha yaşatmaz Mevlam bizlere.