ÜSKÜP (AA) – ADMİR FAZLAGİKJ – İstanbul ‘un ve Türkiye’nin kendisi içini büyülü bir yer oduğunu belirten 15 yaşındaki Üsküplü genç piyanist Arda Mustafaoğlu, piyano çalmayı hobi veya meslekten ziyade “yaşam tarzı” olarak nitelendiriyor.
Klasik müzik dünyasında tanınan bir isim haline gelmeye başlayan piyano virtüözü Mustafaoğlu, genç yaşına rağmen Sırbistan, İtalya, Bulgaristan ile bu yıl İstanbul’da düzenlenen Uluslararası Genç Yetenekler Müzik Yarışması gibi uluslararası çaptaki yarışmalarda birkaç defa birincilik elde etmeyi başardı.
Makedonya’nın başkenti Üsküp’teki “İliya Nikolovski Luy” Müzik Lisesi birinci sınıf öğrencisi olan 15 yaşındaki Mustafaoğlu, AA muhabirine müziğe ilgisini, kariyeri ve başarıları hakkında açıklama yaptı.
“Piyanoyu duyduğum zaman duygulanıyorum”
Üç yaşında piyano çalmaya başladığını anlatan Mustafaoğlu, çoğu genç gibi zamanını telefon veya bilgisayar başında geçirmediğini, en çok istediği “dünyaca ünlü piyanist olma” hayali için çok sıkı ve inançla çalışmaya odaklandığını ifade etti.
Klasik müzik ve piyanoya karşı duyduğu sevgiyi dile getiren Mustafaoğlu, “Klasik müziğin, heyecana, farklı düşüncelere neden olan, sayısız yollarla araştırılabilen, çeşitli yollarla segilenebilen bir müzik olduğunu düşündüğüm için piyanoya karar verdim. Küçük yaşta pek çok orkestra performansları dinledim ve bu yüzden piyanoya karar verdim. En çok piyano konserlerinden etkilendim çünkü piyanoyu duyduğum zaman duygulanıyorum.” dedi.
Mustafaoğlu, zamanının önemli bölümünü okulda geçirdiğini, dersleri dışında “en iyi arkadaşı” olarak nitelendirdiği piyano ile çalışmalarını sürdürdüğünü kaydetti.
“Türkiye ve İstanbul’un kalbimde ayrı bir yeri var”
Uluslararası yarışmalarda şimdiye kadar elde ettiği başarıları çok büyük bir çaba ve yoğun çalışmalar sayesinde kazandığına işaret eden Mustafaoğlu, bu yarışmaların, tecrübe kazanmak için önemli bir fırsat olduğunu belirtti.
Bu yılın mayıs ayında İstanbul’da düzenlenen yarışmaya Türk besteci Fazıl Say’ın “Kara Toprak” adlı bestesiyle katıldığını hatırlatan Mustafaoğlu, yarışmanın uluslararası jürisinin oy birliğiyle “En iyi performans” ödülüne layık görüldüğünü söyledi.
Türkiye’deki yarışmanın kalbinde ayrı bir yere sahip olduğunu vurgulayan Mustafaoğlu, “İstanbul şehri ve tüm Türkiye benim için büyülü bir şey. Çünkü her İstanbul’a gidişimde oranın havasını ve insanlarını hissediyorum. Türkiye’deki yarışmada birinciliği elde ettim. Çok mutluydum. Türkiye’nin her tarafından katılımcılar vardı. Yarışma benim için çok önemliydi.” diye konuştu.
Birçok bestecinin dinlemek ve piyanoyla çalmak istediği çok sayıda eserinin olduğunu belirten Mustafaoğlu, en çok sevdiği bestecilerin Franz Liszt, Ludwig van Beethoven, Frederic Chopin, Wolfgang Amadeus Mozart, Domenico Scarlatti ve Johann Sebastian Bach olduğunu söyledi.
Piyano çalmak meslekten çok bir “yaşam tarzı”
Piyano çalmayı hobi veya meslekten daha çok bir “yaşam tarzı” olarak nitelendiren Mustafaoğlu, amacına ulaşmak için daha çok çalışması gerektiğini ifade etti.
Azim ve sıkı çalışmayla başarıya ulaşabileceğine inandığının altını çizen Mustafaoğlu, “Şimdilik yapmak istediğim, dünyanın en büyük yarışmalarını kazanabilmek, farklı büyük orkestra ve salonlarda sahne almak. Tabii ki de en çok sevdiğim şey, piyano çalmak.” ifadelerini kullandı.
Bu alanda karşılaşılabilecek zorluklara da değinen Mustafaoğlu, istek ve sıkı çalışmanın yanında iyi bir öğretmen ile gerekli özelliklere sahip kaliteli konser piyanosuna ihtiyaç duyulduğunu söyledi.
Mustafaoğlu, “Büyük yarışmalara hazırlanmam için belli standartları karşılayan piyanoyla çalışmam gerekiyor, ama karşılamıyor. Okulda piyano var, ancak büyük yarışma şartlarını karşılamıyor.” diyerek, daha iyi enstrümanı bulabileceğini ümit ettiğini belirtti.
Tüm engel ve sorunlara rağmen azimli ve akıllıca çalışmanın yanı sıra mesleki tecrübeyle istenilen başarının elde edilebileceğini düşündüğünü dile getiren Mustafaoğlu, yaşıtlarına, “Hangi meslekle uğraşırlarsa uğraşsınlar, sevdikleri şeye odaklansınlar ve en çok ona zaman harcasınlar. Hiçbir zaman vazgeçmememiz gerekir, yapılamayacak düşündüğüm şeyi yapmak için çabalamak gerekir.” tavsiyesinde bulundu.
Hem annesi hem öğretmeni
“İliya Nikolovski Luy” Müzik Lisesinde 20 yılldır piyano hocası olarak görev yapan anne Samira Mustafaoğlu da oğlunun piyano öğretmenliğini de yapıyor.
Anne Mustafaoğlu, genç müzisyenlerle, özellikle üstün yetenekli çocuklarla çalışma sorumluğunun büyük olduğunun altını çizdi.