İSTANBUL
Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, Necip Fazıl Kısakürek’in Türkiye’deki kültürel değişimi ve mücadeleyi aynı zamanda kendi hayatında da yaşadığını belirterek, “Özellikle tek parti zamanının zulüm dönemlerine birebir şahit oldu.” dedi.
Kurtulmuş, Lütfi Kırdar Kongre Merkezinde düzenlenen Necip Fazıl Ödülleri Programı’nda, Türkiye’nin kültürel bağımsızlık mücadelesinde kilit isimlerden biri olarak nitelediği Kısakürek’in, Batı’ya karşı kendi kökleri üzerinde yükselmenin, kendi medeniyetinin değerlerini önemsemenin, kendi milletini ve geleneklerini sahiplenmenin önemli isimlerinden biri olduğunu anlattı.
“Bu iki asır içerisinde Şehbenderzade’den, Sait Halim Paşa’dan, Mehmet Akiflerden, Eşref Ediplerden başlayan süreçte bu büyük mücadelenin aslında her safahatına sahip olan bir hayata da Necip Fazıl sahip oldu.” diyen Kurtulmuş, Kısakürek’in, Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu sırada 19 yaşında olduğunu, Türkiye’deki kültürel değişimi ve mücadeleyi aynı zamanda kendi hayatında da yaşadığını söyledi.
Kurtulmuş, şöyle devam etti:
“Özellikle tek parti zamanının zulüm dönemlerine birebir şahit oldu. Sonraki dönemlerde, 1950 sonrasındaki dönemde her ne kadar kısmen bazı alanlarda iyileşmeler olsa da devlet düzeneğinin içerisinde gizlenmiş bazı tek parti zihniyeti mensuplarının buna dahi müsaade edip kısmi bir özgürleşmeye dahi müsaade etmeyeceklerini bizzat zindanlarda bedelini ödeyerek gösterdi. Necip Fazıl, kendi hayatında da inişli çıkışlı yaşadığı bütün bu serüvenlerini nihayetinde 34 yaşındayken Seyit Abdülhakim Arvasi’nin dizinin dibinde yeni bir dünyaya açılarak, yeni bir bakış açısına kavuşarak, kendi kökleriyle bütünleşerek gerçekten yeni bir döneme geçmiş oldu. Onun hayatının en önemli eseri olarak kabul edebileceğimiz ideoloji örgüsünde sadece kendi zihin dünyasının tuğlalarını koymadı. Aynı zamanda bir gençlik olarak tanımladığı Türkiye’nin geleceğini, İslam ile ümmetinin geleceğini kuracak olan gençlerin de yapı taşlarını önümüze koydu.”
Kısakürek’in Türkiye’nin milli kültürel mücadelesinin “altın halkalarından” birisini oluşturduğuna vurgu yapan Kurtulmuş, “Necip Fazılların vermiş olduğu bu mücadele bugün büyük oradan başarıya ulaştı.” dedi.
Numan Kurtulmuş, “Nice zulümleri görmüş olan bu coğrafyada artık Türkiye sadece kendi insanlarına değil, bütün dünyaya da kula kul olmamanın ne demek olduğunu, zalimin karşısında boyun eğmemenin ne demek olduğunu öğretti ve ben bu vesileyle özellikle son günlerde yaşadığımız olaylar karşısında milletimizin ve ümmetimizin hassasiyetlerine birinci derecede sahip çıkarak, İslam İş Birliği’nin kararlığını ortaya koyması ve bu anlamda ABD’nin yanlış kararı, İsrail’in de Filistin’i işgal etme teşebbüsüne karşı dik duruşu dolayısıyla Sayın Cumhurbaşkanımıza milletimiz adına şükranlarımı ifade ediyorum.” diye konuştu.
Kurtulmuş, konuşmasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’la ilgili bir anısına da değinerek, şunları anlattı:
“Ben Cumhurbaşkanımızdan bir kaç yaş küçüğüm. Milli Türk Talebe Birliğinin salonlarında Cumhurbaşkanımızın üstat Necip Fazıl’ın karşısında, onun şiirlerini okuyup, ondan çok üstün derecede beğeniler aldığını biliyorum. Üstat Necip Fazıl’ın şiirlerini o gün duyarak okuyan Tayyip Erdoğan, bugün üstadın söylemiş olduğu ‘Bir Gençlik Arıyorum’ manzumesinde ne söylediyse, eserlerinde ne anlattıysa, dik durmayı nasıl tarif ettiyse, zalimin karşısında nasıl boyun eğmemeyi öğrettiyse onları çok iyi özümsediğini bugün bizlere öğretti. Keşke üstat hayatta olsaydı ve Cumhurbaşkanımızın yanında oturuyor olsaydı.”
Necip Fazıl Kısakürek’in binlerce gencin yetişmesine vesile olduğunu ifade eden Kurtulmuş, sözlerini, “Emeklerinin hiçbiri boşa gitmedi. Her birimizin zihin dünyasına hiçbir şekilde sarsılmaz, yıkılmaz umutları aşıladı ve onlar bugün çok şükür meyvelerini vermeye başladı. İnşallah bu millet Necip Fazılların göstermiş olduğu istikamette, milli kültürel bağımsızlık yolunda kendi milletine, tarihine, geçmişine saygılı ama saygılı olmanın ötesinde, geçmişten aldığı bu güçle geleceği de kuracak, İslam ümmetini bu aziz milletin öncülüğünde daha ileriye taşıyarak kararlığa sahiptir.” diye tamamladı.
Muhabir: Aişe Hümeyra Bulovalı