SSK Bağ-Kur Emekli Maaşına Ek Zam… Emekliye Ek Zam Kulisi: SGK Uzmanı Anlattı- Haziran ayı enflasyon verileri açıklandığında, kamuoyu 2,5 ila 3 arasında bir enflasyon farkı bekliyordu. Ancak, TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) her zamanki gibi yine kamuoyunu şaşırtarak, birçok kişinin yaşamında hissettiği enflasyonu yansıtmayan ve hangi ürünlerle hesaplandığı belli olmayan bir oran açıkladı. TÜİK’in açıkladığı %1,64’lük aylık enflasyon oranı, bağımsız bir kuruluş olan ENAG’ın (Enflasyon Araştırma Grubu) açıkladığı %4,27’lik oranla büyük bir tezat oluşturuyor. İki veri arasında neredeyse üç katlık bir fark bulunuyor.
TÜİK ve ENAG Verileri Arasındaki Çelişki
TÜİK’in açıkladığı veriler, sokaktaki asgari ücretlinin, sabit gelirlinin ve emeklinin yaşadığı enflasyondan oldukça uzak. ENAG’ın yıllık %176, TÜİK’in ise %38,21 olarak belirlediği enflasyon oranları arasındaki fark, aynı dönemde İTO’nun (İstanbul Ticaret Odası) %70,46 olarak açıkladığı oranlarla da destekleniyor. Üç ayrı kaynağın hesapladığı enflasyon oranları arasındaki bu büyük fark, vatandaşların kafasında soru işaretleri oluşturuyor.
Enflasyon Farkı ve Memur Zamları
İlk 6 aylık enflasyon farkıyla temmuz ayından itibaren memur, memur emeklisi, işçi ve Bağ-Kur emeklisinin yasal hakkı olan enflasyon farkı belirleniyor. Ancak TÜİK’in eksik açıkladığı rakamlar nedeniyle alınacak enflasyon farkı düşük oluyor. Bu, özellikle 2008’den beri yürütülen bir politika olarak görülüyor. Enflasyon farkının düşük tutulmasıyla emekliye ve emekçiye verilecek olan rakamlar da düşük tutuluyor, bu da sosyal ve ekonomik açıdan ciddi sonuçlar doğuruyor.
Gıda Enflasyonu ve Sosyal Sonuçları
Gıda enflasyonu, ailelerin mutfaklarında büyük bir yangına dönüşmüş durumda. Örneğin, TÜİK’in açıkladığı %2,73’lük enflasyon oranı, Ocak ayından bugüne kadar alınan gıda ürünlerinin fiyatlarındaki artışlarla uyuşmuyor. Altı aylık enflasyon farkı %24,75 olarak belirlenmiş olsaydı, bugün pazarda limonun kilosunun 80 TL, domatesin kilosunun ise 50 TL olması gibi bir durumla karşılaşmazdık. Vatandaşlar, geçen seneden bu yana karpuzu dilimle alır hale geldi.
Emekli Aylıkları ve Vergi Politikaları
En düşük emekli aylığı 10.000 TL olarak açıklanırken, bu rakamın kök aylık üzerinden hesaplandığında emekliler için adil bir artış sağlamadığı görülüyor. SSK ve Bağ-Kur emeklileri için %24,75’lik enflasyon farkı uygulanmadığı takdirde, emeklilerin alım gücü 2024 Ocak ayındaki düzeyin bile gerisinde kalacak. Ayrıca, emekli ve sabit gelirli vatandaşlar kredi kartı, bireysel kredi ve KOBİ kredileri üzerinden %30’luk vergi kesintisine maruz kalıyor.
Maliye Bakanlığı’nın yürüttüğü politikalar da eleştiriliyor. Özellikle vergi muafiyetleri ve istisnaları uygulanarak büyük gelir gruplarına avantaj sağlanırken, emekli ve emekçinin hak ettiği enflasyon farkı düşük tutuluyor. Bu durum, sosyal adaletsizlikleri daha da derinleştiriyor. TÜİK’in açıkladığı verilerin gerçekçi olmadığı, verilerin yanlış açıklanarak emekli ve emekçinin cebinden para çalındığı iddia ediliyor.
Emeklilerin Tepkisi ve Talepleri
Emekliler ve emekçiler, TÜİK’in verilerinin doğru açıklanmasını ve 5510 sayılı Kanun’da yapılan değişikliklerin geri alınmasını talep ediyor. Emekli aylık bağlama oranlarının %70’ten %28’e düşürülmesi ve gelişmişlik hızının %1000’den %30’a düşürülmesi, emeklilerin alım gücünü ciddi şekilde zayıflatıyor. Emekli ve emekçiler, bu duruma karşı birleştiklerini ve haklarını aramaya devam edeceklerini belirtiyor.
Sonuç olarak, Türkiye’deki enflasyon verileri ve emekli maaşları konusundaki tartışmalar devam ediyor. Emekliler, hak ettikleri enflasyon farkını alabilmek için mücadelelerini sürdüreceklerini ifade ediyor. Maliye Bakanlığı ve TÜİK’in açıkladığı verilerin gerçekliği sorgulanırken, vatandaşlar bu süreçte haklarını aramaya devam edecek. Bu süreçte, kamuoyunun bilinçlenmesi ve medya organlarının bu konuyu gündemde tutması büyük önem taşıyor.