Ana Sayfa Arama
Kategoriler
Servisler
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

    ‘5. Uluslararası Boğaziçi Film Festivali’ devam ediyor

    Anadolu Ajansı’nın Global İletişim Ortağı olduğu “5. Uluslararası Boğaziçi Film Festivali” kapsamında, “Senaryonuzu Kimler Okuyor?” başlıklı söyleşi düzenlendi.

    Bu haberin fotoğrafı yok

    İSTANBUL (AA) – Uluslararası Boğaziçi Sinema Derneği ve İstanbul Medya Akademisi tarafından düzenlenen festivalin The Marmara Pera’da gerçekleştirilen söyleşisinde, senaryo yazımının detayları konuşuldu.

    Star TV Dramalar Direktörü Ümmü Burhan, kendilerine gelen senaryoların hikayesine, karakterlerine ve uygulanabilirliğine dikkat ettiklerini söyledi.

    Senaryonun herkes tarafından net bir biçimde anlaşılması gerektiğine dikkati çeken Burhan, “Gelen senaryonun öyküsü çok güzel olabilir ama onun diyalog eklenmiş hali aynı lezzeti veriyor mu? Sahneler birbirini etkiliyor mu? Diyaloglar tutarlı mı? Bu ve benzeri sorular, işleyiş için çok önemli. En nihayetinde bütün olarak baktığınızda, sinema için geçerli değil ama diziler için hikayedeki sürdürülebilirlik çok önemli. Hikaye çok güzel ama sürdürülebilirlikte bir sıkıntı varsa mini dizi olarak değerlendirmeye çalışıyoruz.” diye konuştu.

    Burhan, kanala gelen senaryoları ekip halinde okuduklarını belirterek, “Kalabalık bir ekip olarak çalışıyoruz. Yapımcılar bize en güvendikleri projeleri gönderiyor. Ekip olarak hep birlikte okumayı tercih ediyoruz. Yapımcı dışında gelen senaryoları okuma noktasında ise dışarıdan destek aldığımız oluyor. Özellikle dramaturglar dışında sosyolog ve psikiyatrlarla irtibat içinde oluyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

    “Önemli olan geniş kitlelerde bıraktığınız etki”

    Bir projenin her kanalda farklı bir etki bırakabileceğini ifade eden Burhan, değerlendirme kriterlerini şöyle anlattı:

    “Önce toplumsal ihtiyaçlar göz önünde bulunduruluyor. İkinci aşamada kanalın ihtiyaçları, 3’üncü aşamada ise senaryonun evrensel bir konusunun ve dilinin olup olmadığına bakıyoruz. Çünkü uluslararası pazar, çok büyük bir etken. Gelen projelerin farklılık ve farkındalık oluşturması da çok önemli. Hikaye çok orijinal olmayabilir ama derinlik ve anlatım biçimi iyi olmalı. Birbirinin benzeri diziler olmasına rağmen, bazıları öne çıkabiliyor, bazıları arkada kalabiliyor. Önemli olan geniş kitlelerde bıraktığınız etki.”

    “Kalandar Soğuğu” filmiyle dikkatleri çeken yönetmen Mustafa Kara da beğeni kriterlerinin herkeste farklı olduğunu dile getirdi.

    Kara, daha önce hem popüler hem bağımsız sinema işlerinde çalıştığını bildirerek, bir yönetmenin içine sinen bir projede var olmak istediğini kaydetti.

    Senaryoların çok çeşitli fonksiyonları olduğunun altını çizen Kara, “Son zamanlarda gelen projelerde, senaryonun ruhumda bir his oluşturup oluşturmadığına bakıyorum. Senaryoda özgünlük arıyorum. Özgünlük, ilk kez yapılması ya da ilginç olması değil, o hikayenin yorumudur. Meseleye nasıl bakıyor? Benim düşüncelerimi, duruşumu etkiliyor mu? Bunlar olmuyorsa o işin özgünlüğünden söz edemeyiz.” değerlendirmesinde bulundu.

    “Filmin inandırıcılığı gerçekçiliğinden daha önemli”

    Kara, kendi yolunu bulmaya çalışan bir sinemacı olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:

    “Ele aldığınız konu, ifadeler, cümleler dikkati çekmeli. Gerçekçilik önemli ama bilim kurgu da olsa bir filmin inandırıcılığı gerçekçiliğinden daha önemli. Senaryoyu, yolladığımız kişilere göre her seferinde yorumlayamayacağımıza göre ortak bir payda gerekir. Onların sinema algısına göre hareket edersek, kendimize ait olduğuna inandığımız şeyi öne çıkaramayız. Senaryonun göz alıcı, hissedilebilir bir tarafı olması gerekiyor. Standartlar, kalıplar, profesyonelliği belirleyen şeyler her zaman işe yaramıyor. Bunun dışına çıkabilecek yollar ve yöntemler de bulunabilir. Yalın bir senaryo da göz alıcı olabilir.”

    TRT Ortak ve Dış Yapımlar Müdürü Faruk Güven ise TRT TV Filmleri Projesi’nin senaryo kabul etme yollarını anlattı.

    Güven, projeler için internet tabanlı sistem kurduklarına işaret ederek, “Senaryoları okuyan 24 kişi vardı. Uluslararası standartlara sahip ama Türkiye’ye uyarlanmış formları doldurarak senaryoları değerlendirdiler. 75 soruluk bu formun sonucunda bir puanlamayla değerlendirme alınıyordu. Toplamda 200 puan üzerinden senaryoların değerlendirmesi ve okuyucular tarafından yapılan yorumları görüyorduk. O raporlar sonucunda dramaturg arkadaşlarla yüksek puanlı senaryolar üzerinden son elemeyi yaptık.” ifadelerini kullandı.

    “Çok iyi senaryoların iyi çekilemediğini görüyoruz”

    Görüntü yönetmeni Uğur İçbak da bir film ya da dizi çekilirken yönetmenin ve senaristin hayalini yakalamak gerektiğine değindi.

    Senaryonun aslında çekim ekibi için gerekli olduğunu aktaran İçbak, şöyle konuştu:

    “Bir kişi filmi hem yazıp hem yönetiyorsa zaten filmi kafasında çekmiş demektir. Sonrasında sadece uygulama kısmı kalır. O yüzden senaryo ekip için çok daha önemli hale geliyor. Senaryo istediği kadar başarılı olsun, o senaryonun gerçekleştirilmesi için yönetmen de yapımcı da çok önemli. Çok iyi senaryoların iyi çekilemediğini görüyoruz. Önce senaryo gelse de ben yönetmen ve yapımcıyı öğrenmek isterim. Senaryonun formatından projenin profesyonel olup olmadığını anlıyorum.”

    Nuran Evren Şit’in oturum başkanlığını yaptığı söyleşi, soru-cevap bölümüyle sona erdi.

    Muhabir: Musa Alcan

    Haberler